FİTNE VE KIYAMET ALAMETLERİ BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
89 - (2927) حدثني
عبيدالله بن
عمر
القواريري
ومحمد بن المثنى
قالا: حدثنا
عبدالأعلى.
حدثنا داود عن
أبي نضرة، عن
أبي سعيد
الخدري قال:
صحبت
ابن صائد إلى
مكة. فقال لي:
أما قد لقيت
من الناس.
يزعمون أني
الدجال. ألست
سمعت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول
"إنه لا يولد
له" قال قلت:
بلى. قال: فقد
ولد لي. أو ليس
سمعت رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول "لا
يدخل المدينة
ولا مكة" قلت:
بلى. قال: فقد
ولدت
بالمدينة. وهذا
أنا أريد مكة.
قال ثم قال لي
في آخر قوله:
أما، والله!
إني لأعلم
مولده ومكانه
وأين هو. قال فلبسني.
[ش
(فلبسني) أي جعلني
ألتبس في أمره
وأشك فيه].
{89}
Bana Ubeydullah b. Ömer
El-Kavârîrî ile Muhammed b. Müsennâ rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdu'l-A'lâ
rivayet etti. (Dediki): Bize Dâvud, Ebû Nadra'dan, o da Ebû Said-i Hudrî'den
naklen; ivâyet etti. (Şöyle demiş):
Ibni Sâıd'le Mekke'ye
kadar arkadaşlık ettim. Bana dediki:
— Beri bak, insanlardan öylesine rastladım ki,
beni Deccal zannediyorlar. Sen Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i :
«Onun çocuğu
doğmayacak!» derken işitmedin mi? Ben :
— Hay hay! (işittim) dedim.
— Benim çocuğum doğdu. Sen Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:
«O Medîne İle Mekke'ye giremez!»
derken işitmedin mi? dedi. Ben :
— Hay hay!
(işittim) dedim.
— Ben Medine'de doğdum ve işte Mekke'ye
gidiyorum, dedi. Sonra; sözünün nihayetinde bana şunu söyledi:
— Beri bak, ben onun doğduğu yeri, mekânını ve
nerede olduğunu pek âlâ bilirim. Böylece beni şaşırttı.
90 - (2927) حدثنا
يحيى بن يحيى
ومحمد بن
عبدالأعلى.
قالا: حدثنا
معتمر قال:
سمعت أبي يحدث
عن أبي نضرة، عن
أبي سعيد
الخدري قال.
قال
لي ابن صائد،
وأخذتني منه
ذمامة: هذا
عذرت الناس.
وما لي ولكم؟
يا أصحاب
محمد! ألم يقل
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم "إنه
يهودي" وقد
أسلمت. قال
"ولا يولد له"
وقد ولد لي.
وقال "إن الله
قد حرم عليه
مكة" وقد حججت.
قال فما زال
حتى كاد أن يأخذ
في قوله. قال
فقال له: أما،
والله! إني
لأعلم الآن
حيث هو. وأعرف
أباه وأمه.
قال وقيل له:
أيسرك أنك ذاك
الرجل؟ قال فقال:
لو عرض علي ما
كرهت.
[ش
(ذمامة) أي
حياء وإشفاق
من الذم
واللوم. (أن يأخذ
في قوله) أي
يؤثر في
وأصدقه في
دعواه].
{90}
Bize Yahya b. Habîb ile
Muhammed b. Abdi'I-A'lâ rivayet ittiler. (Dedilerki): Bize Mu'temir rivayet
etti. (Dediki): Babam Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet
ederken dinledim. Ebû Saîd şöyle demiş:
Kendisinden utandığım
bir halde ibni Sâid bana şunu söyledi:
— Haydi insanları mazur
gördüm. Ya benden size ne ey Muhammedin arkadaşları! Nebiyyullah (Sallaliahu
Aleyhi ve Sellem) :
«Deccal yahûdidir!»
demedi mi? İşte ben müslüman oldum.
«Onun çocuğu olmayacak!»
demedi mi? İşte benim çocuğum oldu.
«Allah ona Mekke'yi
haram kılmıştır!» demedi mi? İşte ben haccettim, dedi. Sözüne devam etti. Hatta
az kaldı sözü bana tesir ediyordu. ibni Sayyad Ebû Saîd'e :
— Beri bak vallahi! Ben şimdi onun nerede olduğunu
pek âlâ biliyorum. Babasını ve annesini de biliyorum, demiş. Kendisine :
— Bu adamın yerine sen olmak ister miydin?
demişler.
— Bana arzolunsa geri çevirmezdim, cevâbını
vermiş.
91 - (2927) حدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
سالم بن نوح.
أخبرني
الجريري عن
أبي نضرة، عن
أبي سعيد
الخدري قال:
خرجنا
حجاجا أو
عمارا ومعنا
ابن صائد. قال
فنزلنا منزلا.
فتفرق الناس
وبقيت أنا وهو.
فاستوحشت منه
وحشة شديدة
مما يقال
عليه. قال
وجاء بمتاعه
فوضعه مع
متاعي. فقلت:
إن الحر شديد.
فلو وضعته تحت
تلك الشجرة.
قال ففعل. قال
فرفعت لنا
غنم. فانطلق
فجاء بعس.
فقال: اشرب. أبا
سعيد! فقلت: إن
الحر شديد واللبن
حار. ما بي إلا
أني أكره أن
أشرب عن يده -
أو قال آخذ عن
يده - فقال: أبا
سعيد! لقد
هممت أن آخذ حبلا
فأعلقه بشجرة
ثم أختنق مما
يقول لي الناس،
يا أبا سعيد!
من خفي عليه
حديث رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ما
خفي عليكم،
معشر الأنصار!
ألست من أعلم
الناس بحديث رسول
الله صلى الله
عليه وسلم؟
أليس قد قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "هو
كافر" وأنا
مسلم؟ أو ليس
قد قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "هو
عقيم لا يولد
له" وقد تركت
ولدي بالمدينة؟
أو ليس قد قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
"لا يدخل
المدينة ولا
مكة" وقد أقبلت
من المدينة
وأنا أريد
مكة؟
قال أبو سعيد
الخدري: حتى
كدت أن أعذره.
ثم قال: أما،
والله! إني
لأعرفه وأعرف
مولده وأين هو
الآن. قال قلت
له: تبا لك.
سائر اليوم.
[ش
(بعس) هو القدح
الكبير. وجمعه
عساس وأعساس.
(تبا لك سائر
اليوم) أي
خسرانا
وهلاكا لك
باقي اليوم. وهو
منصوب بفعل
مضمر، متروك
الإظهار].
{91}
Bize Muhammed b. Müsennâ
rivayet etti. (Dediki): Bize Salim b. Nûh rivayet etti. (Dediki): Bana Cüreyrî,
Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd-İ Hudrî'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş):
Beraberimizde İbnî Sâid
olduğu halde haccetmek yahut umre yapmak için yola çıktık. Bir konağa indik.
Derken insanlar dağıldı. Ben ve o, ikimiz kaldık. Onun hakkında söylenenlerden
dolayı kendisinden şiddetle ürktüm. O eşyasını getirerek benim eşyamın yanına
koydu. Ben:
— Gerçekten sıcak
şiddetlidir. O eşyayı şu ağacın altına koysana! dedim. Dediğimi yaptı. Bize
koyun sütü ikram edildi, İbni Sâid giderek büyük bir kadeh getirdi. Ve :
— İç Ebû Saîd, dedi. Ben:
— Gerçekten sıcak şiddetlidir. Süt de sıcaktır,
dedim. Halbuki bir şeyim yoktu. Yalnız onun elinden içmek istemiyordum —yahut
onun elinden almak istemiyordum, demiştir.— Bunun üzerine şunu söyledi:
-- Ey Ebâ Saîd, içimden
öyle geçti ki, hakkımda halkın söylediklerinden dolayı bir ip alayım da, onu
bir ağaca asarak kendimi boğayım. Yâ Ebâ Saîd, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)"in hadîsi siz ensar cemaatına âyân olduğu kadar kime âyân
olmuştur? Sen Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hadîsini en iyi bilen
insanlardan değil misin? Resûlullah (Sallaîlahu Aleyhi ve Sellem):
«Deccal kâfirdir!»
demedi mi? Halbuki ben müslümanım. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«O kısırdır, çocuğu
olmaz!» demedi mi? Halbuki ben çocuğumu Medine'de bıraktım. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«O Medine'ye ve Mekke'ye
giremez!» demedi mi? Halbuki ben Medine'den yöneldim Mekke'ye gidiyorum.
Ebû Saîd-i Hudrî
demişki: Az kaldı onu mazur görüyordum. Sonra şunu söyledi:
— Beri bak, vallahi ben onu pekâlâ biliyorum.
Doğduğu yeri ve şimdi nerede olduğunu da biliyorum. Kendisine,
— Bu günün geri kalan saatlarında sana yazıklar
olsun! dedim.
İZAH 2932 DE